Finike ve Çevresi

Finike, bulunduğu merkezi konum nedeni ile bir çok ören yeri ve sahile kolay ulaşım imkanı sağlamaktadır. Finike’ye en yakın ve en çok bilinen bazı rotaları misafirlerimize tanıtmak istedik. Tanıttığımız bu rotalar dışında gezilebilecek Hoyran, Sura, Kyaneai gibi ören yerleri, Papaz koyu, Karaöz, Mavikent gibi sahil şeridi daha bir çok noktaya ulaşmak mümkündür. Gezi rotaları ile ilgili detaylı bilgi, isteyen misafirlerimizle ziyaretleri sırasında paylaşılır.

Elmalı (DedeEvi’ne 67 km)

Antalya’nın batısı, Finike’nin kuzeyinde yer alan Elmalı, bölge halkının yaylalama merkezi olarak bilinse de başlı başına büyük bir tarihi geçmişe ev sahipliği yapmaktadır. Bölgenin tarihi M.Ö. 3000-2000 yıllarına kadar inmektedir. İlçe, uzun tarihi boyunca bir çok uygarlığa ev sahipliği yapmıştır. Semayük, Müğren gibi höyükleri, yüzyılın definesi olarak anılan Elmalı sikkelerinin de sergilendiği Elmalı Müzesi meraklıları için tarihin yansımalarını çok güzel bir şekilde aktarmaktadır. İlçenin eski Türk evlerinden oluşan sokakları, Safranbolu tadında bir dokuyu da sunmaktadır. Batı Torosların en yüksek noktası olan Kızlar Sivrisi, ikibin yaşını aşmış sedir ağaçlarını bünyesinde barındıran Çığlıkara ormanı, 1970’li yıllarda kurutulduktan sonra, 2001 yılından sonra alınan önlemlerle tekrar hayata dönen Avlan gölü gibi doğal güzellikleri Elmalı’yı gezi rotalarına eklemek için geçerli nedenlerden sadece bir kaçıdır. Abdal Musa, Sinan-ı Ümmi, Vahib-i Ümmi gibi türbeleri de bünyesinde barındıran Elmalı, tarihi boyunca Kur’an ın Türkçe tefsirini hazırlayan Elmalı’lı Muhammed Hamdi Yazır başta olmak üzere bir çok değerli fikir ve bilim insanını da bünyesinde yetiştirmiştir.

Adrasan (Çavuşköy, DedeEvi’ne 34 km)


Finike’nin doğusunda yer alan Kumluca ilçesine bağlı Adrasan, el değmemiş doğası ile dünyanın sayılı tatil beldelerinden biridir. Yaklaşık 2 km’lik kumsalı, berrak denizi ve koyu çevreleyen ormanlarla kaplı dağları ile Adrasan, şehir hayatından uzaklaşmak isteyenler için mükemmel bir rotadır. Su sporları, su altı dalış etkinliklerine katılabilir, Suluada, Sazak ve Ceneviz gibi karayolu ile ulaşımı olmayan koylarda denizden ve güneşten yararlanabileceğiniz tekne turlarına katılabilirsiniz. Günün yorgunluğunu koyun doğu yakasında yer alan çayın serinliğinde atabilirsiniz.

Çıralı (DedeEvi’ne 50 km)

Finike’nin doğusunda yer alan Kemer ilçesine bağlı Çıralı plajı, deniz kaplumbağalarının üreme alanlarından biri olması nedeni ile 1. Derece sit alanı ilan edilmiştir. Yaklaşık 3 km’lik Olimpos antik kenti ve Yanartaş dağı arasında kalan plaj, korunmakta olmasının avantajı sayesinde çok büyük bir doğal zenginliğe sahiptir. Deniz ve güneşten yararlanmanın yanı sıra, ilgilenenler yürüme mesafesinde yer alan Olimpos antik kentini ziyaret edebilir veya ormanın içinde yer alan patikadan geçerek ulaşabileceğiniz Yanartaş’ta alevlerin etrafında oturarak gecenin tadını çıkartabilirsiniz. Rivayet odur ki, eski Yunan mitolojisinde Bellerophontes, ateş soluyan Kimera’yı burada öldürmüştür. Yer altı kaynaklarından sızan metan gazı nedeni ile bu gün hala yaz kış yanan bu ateşin Kimera’nın ateşi olduğu söylenmektedir.

Tahtalı Dağı (DedeEvi’ne 67 km)


Beydağları Sahil Milli Parkı'nın merkezinde 2365 m. yüksekliğe sahip Tahtalı Dağı, yürüyüş ve tırmanışçılar için nefis bir rotadır. Arzu edenlerin teleferik ile de ulaşabileceği dağın zirvesinde ziyaretçileri, Antalya körfezinin neredeyse tamamına hakim nefes kesen bir manzara karşılar. Isteyenlerin yamaç paraşütü de yapabildiği bu rotayı, tatilde alternatif tatlar arayanlara mutlaka tavsiye ediyoruz.

Kekova (Üçağız Köyü, DedeEvi’ne 60 km)


Kekova, Üçağız ve Kale köylerinin karşısında uzanan yaklaşık 7.5 km uzunluğunda bir adadır. Adanın çevresinde yer alan arkeolojik ve doğal koruma alanları “Kekova Sit Alanı“ olarak adlandırılmıştır. Bu nedenle bölge adanın ismi ile tanınır hale gelmiştir. Bölge doğal güzelliğinin yanında, batık şehir Simena’ya da ev sahipliği yapan arkeolojik açıdan da eşine az rastlanır görsellikler sunmaktadır. Bölge yarısı suyun içinde kalan taş merdivenler, ev kalıntıları, iskele kalıntıları gibi depremlerde kısmen suya gömülen uygarlığın izleri ile doludur. Bölgeye karadan ilk giriş noktası olan Üçağız balıkçı köyü, antik dönemde denizcileri şiddetli fırtınalardan koruyan en güvenli liman kenti Teimiussa olarak bilinirmiş. Köy bu özelliği nedeni ile bir çok arkeolojik kalıntıya ev sahipliği yapmasının yanında karadan ilk bağlantı noktası olması nedeni ile tekne turlarının başlangıç durağıdır. Bölge de yer alan ve ismini ev sahipliği yaptığı kaleden alan Kaleköy ise eski evlerinin, kalesinin yanı sıra kral mezarlarına da ev sahipliği yapmaktadır. Kale’nin içerisinde yer alan tiyatro 210 seyirci kapasitesi ile Likya bölgesinin en küçük tiyatrosudur. Kaleköy’ün hemen yanı başında yer alan Hamidiye köyü ise adını, Hamidiye Kruvazörünün düşmanı atlatmak amacıyla köyle aynı ada sahip koya demirlemesinden almaktadır. Kekova, aynı zamanda denize girebileceğiniz Salyangoz, Akvaryum, Tersane, Gökkaya, Burç koyu gibi farklı sıcaklık ve manzaraya sahip koyları ile misafirlerini ağırlamaktadır. Kekova tüm bu özellikleri ile yalnız Türkiye’nin değil dünyanın sayılı gezi rotalarından biridir. Bölge genellikle Üçağız köyünden hareket eden altı cam veya normal teknelerle gezilebilmektedir. Arzu edenler bölgeyi Demre’den düzenlenen tekne turları ile de gezebilir.

Limyra (DedeEvi’ne 7,5 km)


Finike’ye en yakın antik kent olan Limyra en fazla (400’den fazla) anıt mezara sahip Likya kentidir. Toçak dağının eteklerinde yer alan Perikle'nin tapınak mezarı Likya’nın en önemli eserlerinden biridir. Antik dönemde Zemuri olarak bilinen Limyra yerleşiminden, Hitit kaynaklarında da Zumarri olarak bahsedildiği bilinmektedir. Kent yerleşimi içinden Limyros suyunun kaynakları çıkmaktadır. Sahne binasının bir kısmının üzerinden maalesef asfalt yol geçen kent tiyatrosu Helenistik dönemde yapılmıştır. Tiyatro depremlerle büyük hasar görünce, Rhodiapolis’li hayırsever Opramoas’un bağışları ile 3700 kişilik olmak üzere Roma tarzında yeniden inşa edilmiştir. Suriye seferinden dönüş yolunda ölen Gaius Sezar için yapılan boş anıt mezar (Kenotap), döneminde Roma’dan yollanan sanatçılar tarafından yapılmıştır. Mezardan çıkan eserler Antalya Arkeoloji müzesinde görülebilmektedir. Piskoposluk Kilisesi, Piskoposluk Sarayı, kilise ve şapel kalıntıları, doğu Roma suru kenti gezerken görülecek kalıntılardan bir kaçıdır.

Arykanda (DedeEvi’ne 31 km)


Arykanda, Finike – Elmalı karayolu üzerinde yer alan Arif köyündeki Likya döneminin şehirlerinden biridir. Şehir, deniz seviyesinden 700 metre yükseklikten başlayacak şekilde, geçit vermeyen dik yamaçlar, falezler ve orman alanlarının arasında doğa içinde gizlenmiş bir konumdadır. Ören yerinde bulunan iki taş balta nedeniyle geç kalkalitik ve erken bronz çağından beri yaşam olduğu düşünülmektedir. Likya bölgesinin üç oya sahip bazı kentleri ile kıyaslandığı zaman daha büyük bir alanı kapsayan Arykanda tek oya sahip şehirlerden biri olmuştur. Şehrin adı Luwi kökenlidir ve “Yüksek kayalığın yanındaki yer“ anlamını taşımaktadır. 1838 yılında Charles Fellows’un keşfettiği ve 1971 yılından 2010 yılına kadar Prof. Dr. Cevdet Bayburtluoğlu tarafından sürdürülen kazılarla ortaya çıkartılan şehrin en benzersiz kalıntılarından biri 2000 kişilik Roma tiyatrosudur. Yamaç evleri, ticaret agorası, bazilika, mağara mezarları, gözetleme kulesi, devlet agorası, Helios tapınağı, hamamı ve nekropolleri gibi birçok tarihi kalıntı tarihe meraklı gezginler tarafından ziyaret edilebilir.

Rhodiapolis (DedeEvi’ne 19 km)


Kumluca’nın Sarıcasu köyünün kuzeyinde ki tepede yer alan antik yerleşim yeri Rhodiapolis’in Rodos kolonisi olarak kurulduğu kabul edilen kentte yapılan araştırmalar yerleşimin M.Ö. 8 . yüzyılda başladığını göstermektedir. Prof. Dr. Nevzat Çelik başkanlığında Akdeniz Üniversitesinden bir ekip ile 2006 yılında kent kazıları başlamıştır. Kentin tanınmasında, gerek Likya içinde gerekse Roma düzeyinde tanınmış hayırsever vatandaşı Opramoas önemli bir rol oynamaktadır. Opramoas’un, Likya kentlerine yaptığı cömert bağışlarla döneminde oldukça popüler olduğu, bulunan yazıtlardan anlaşılmaktadır. Opramoas’un anıt mezarı kentin en önemli kalıntılarından biridir ve bu mezarın üzerinde yer alan eski Yunanca ile yazılmış yazıtlar, antik dönemin en uzun yazıtlarındandır. Kentin dikkat çeken diğer kalıntıları arasında; Agora, hamam, kilise, kütüphane, sarnıçlar ve son kazılarla ortaya çıkarılan Helenistik dönem özelliği taşıyan 1500 kişilik tiyatro yer almaktadır.

Myra (DedeEvi’ne 29 km)


Likya uygarlığının 3 oya sahip 6 kentinden biri olan Myra Demre sınırları içerisinde yer almaktadır. Kent yerleşimi Myros nerinin (Demre Çayı) taşıdığı alüvyonlar nedeni ile denizden 5 km. içeride kalmıştır. Myra, Andriake liman yoluyla deniz ticaretinde önemli bir rol oynamıştır. Kent merkezinde yer alan ve tiyatronun üstünden başlayan mezar anıtları, bal peteği görünümlü yerleşimleri ile mimari açıdan ayrıcalıklı bir üne sahiptir. Anıt mezarların çoğu ev tipidir ve bir kısmında boyalı kabartmalar bulunur. Tiyatrosu kayalığa yaslanır durumda inşa edilmiş ve günümüze sağlam ulaşmıştır. 6500 kişilik kapasitesi ile en büyük Likya tiyatrosudur. Yapılan kazılar sonunda tiyatronun batı kısmında bir şapel ortaya çıkarılmıştır. Çevresinde savunma amaçlı birçok gözetleme kuleleri de bulunan Myra’da zeytinyağı işliklerine de rastlanmaktadır. Myra isminin mersin bitkisinden elde edilen mor renkten geldiği söylenmektedir.

Aziz Nikolaos Kilisesi / Noel Baba Müzesi (DedeEvi’ne 28 km)


Popüler kültürde Noel Baba olarak bilinen Aziz Nikolaos M.S. 300 yılında zengin bir tüccarın oğlu olarak Patara’da doğmuş ve günümüzdeki ismiyle anılan ve Myra’da yer alan kiliseye gömülmüştür. Arap akınları sırasında zarar göreceği düşünülerek 1087 yılında Barili tüccarlar ve gemiciler tarafından kemikleri İtalya’ya kaçırılmıştır. Aziz Nikolaos; çocukların, denizcilerin, haksız yere hapse düşenlerin ve tehlikede olan yolcuların koruyucu azizi olarak Likya ve dışında ünlenmiştir. Kilisenin taban mozaikleri ve duvarlarında ki freskler, çan kulesi en önemli eserleridir.

Olympos (DedeEvi’ne 45 km)


Doğu Likya kenti olan Olympos, milli park içerisinde yer aldığı ve arkeolojik sit alanı olduğu için, kolay ulaşılabilir bir noktada olmasına rağmen, yapılaşmadan kendini koruyabilmiştir. Olympos’un keşfi 19. Yüzyıl gezginleri tarafından yapılmıştır. Antik kaynaklardan elde edilen verilere göre Helenistik dönemde kurulmuş olan kent akropolün kuzey tarafında yoğunlaşmıştır. Tapınak, kilise, Alkestis Lahdi, büyük hamam önemli kalıntılarındandır. Kentin dikkat çeken yapılarından biri de Liman Bazilikası’dır. Kentin kuzeyinde yer alan mozaikli yapıda yer alan taban mozaikleri ve apsis mozaiğinde yer alan elinde yılan tutan kadın figürü görülmeye değer eserlerdir.

Phaselis (DedeEvi’ne 60 km)


Doğu Likya’nın son kenti olan Phaselis, kolay ulaşılabilir olması, bozulmamış doğası ve antik yapıları ile gezginlerin en önemli ziyaret noktalarından biridir. Muteşem su kemerlerinin karşıladığı ören yerinde Hadrian kapısından geçilerek Güney limana ulaşılır. Phaselis bir Rodos kolonisi olarak kurulmuş, önce Pamphilya’nın sonrasında da Likya Birliğinin üyesi olmuş bir kenttir. Deniz ticaretinin önemli bir liman kenti olan Phaselis’te üç liman bulunmaktadır. Surlarla çevrilen akropolde, bir tapınak bulunmaktadır. İki limanı birleştiren cadde üzerinde yer alan tiyatronun sahne binası üç katlıdır. 1700 seyirci kapasiteli tiyatro kullanılan duvar tekniği nedeni ile Roma yapısı olarak bilinir. Hamam, genel tuvalet (latrina), sarnıçlar kentin gezilebilir hale getirilen yapılarıdır. Phaselis M.Ö. 100 yıllarında bilinmeyen bir nedenle Likya Birliğinden kopmuştur.

Gezi ve Turlar

≫ Adrasan hareketli Suluada turu
≫ Üçağız hareketli Kekova turu
≫ Rehber eşliğinde Arykanda ve Elmalı turu

* Turlar hafta içine denk gelen bir gün gerçekleştirilir, turların düzenlenebilmesi için konuklarımızın en az 15 gün önceden tercihlerini bildiren onayı vermeleri gerekmektedir.
* Farklı rotalar, ekstra talep edilen turlar ve gezi içerikleri hakkında detaylı bilgi için bizimle iletişime geçebilirsiniz.